31 Temmuz 2008 Perşembe

ABD 114-82 Türkiye

ABD hazırlık maçlarının programını ve kadrosunu daha önce vermiştim, şuradan bakabilirsiniz.

Cuma gecesi Kanada ile başladı, Dream Team hazırlıklara. Maçtan ziyade antrenman havasındaydı 2 takımda. Nitekim ABD 55 sayı fark atarak, darmadağın etmişti Kanada’yı. Gerek ABD’nin o maçı daha çok şov maçı havasında oynamasından gerekse de Kanada’nın çok zayıf bir takım olması ve ABD karşısında ortaya birşey koyamamalarından dolayı, o maçla ilgili bir yazı geçmemiştim. Ama biraz önce biten maçı bizle oynadıkları için işler değişti. Biraz yazabiliriz bu maç hakkında.

Maç başlamadan önce kime sorsanız 30-40 sayı fark yiyip rezil bir basketbol oynayacağımız söylerdi, geçen seneki şampiyonadan kalan izlerden dolayı. Gerçekten de öyle oldu ve 32 sayı farkla mağlup olduk ama takımın gösterdiği direnç ve mücadeleden dolayı rezil olduğumuzu söylemek oyuncularımıza haksızlık olur.

İlk periyoda ABD hücumunu elimizden geldiğinci iyi durdurduk ve 31 sayıda tuttuk. İşin hücum tarafında da etkindik. Özellikle Cenk, Ömer ve Ender ile ekstra sayılar bulduk. Bunda ilk periyot ABD savunmasının salmış olması da büyük etkendi tabii. Zira ikinci periyotta savunmada boğucu, baskılı oynayan USA potasına 10 dakikada 7 sayı bırakabildik. Aynı zamanda bu boş döndüğümüz hücumların ardından koşan, tempolu oynayan Dream Team özellikle Dywane Wade ile sayılar bularak, farkı yarattı.

Üçüncü periyotta ikinci periyoda benzer şekilde oynandı. ABD yine savunmada büyük direnç gösterdi, biz de 2.periyottaki kötü şut yüzdesini bu periyoda da taşıdık. Sonucunda ilk periyot sonunda 30 sayı bulan Türkiye, 2. ve 3.periyotların toplamında sadece 29 sayı atabildi. Son periyot ABD ilk periyottaki gibi yine savunmayı saldı, yarattıkları fark sayesinde. Bizde bu boşlukları iyi değerlendirip ve daha rahat oynayarak, güzel top çevirerek, boş pozisyonlar yarattık ve bunları iyi değerlendirerek iyi skor ürettik. Maçın sonunda da tüm gayretlerimize rağmen Dream Team’den 32 sayı farkı yemekten kurtulamadık.

Takımda bugün en beğendiğim 2 oyuncuya değinmek istiyorum.. İlki Cenk Akyol. Geçen seneyi Galatasaray’da kiralık olarak geçirmişti ve beklenenin altında kalmıştı. Gözden de düşmeye başlamıştı ama bu maçta takımın açık ara en iyisiydi. İlk periyotta bıraktığı göz yaşı damlaları, efektif oyunu ve boş şutları eli titremeden göndermesi muazzamdı. Sonucunda 7/13lük iyi bir yüzdeyle, 22 sayı üretti. Türkiye’nin sahadaki en skorer ismi oldu, aynı zamanda ayakta kalan birkaç isimden de biri. Diğeri ise Kerem Tunçeri’ydi. 2007’de dökülen Türkiye’yi ve Hakan Demirel’i evinden izleyen Kerem Tunçeri bu ülkenin şu an sahip olduğu en iyi oyun kurucu olduğunu bir kez daha gösterdi. Kobe ve Kidd’den çaldığı toplar, oyun zekası, tecrübesi ile takımı yönlendirmesi ve akıl dolu paslarıyla yine takımın en göze çarpanlarından oldu. Sadece skor yönünden pek birşey üretemedi ama bunda kendine oynamaktan çok, takımı oynatmaya çalışmasının büyük payı vardı. Zira denedeği üçlük sayısının 1 olması bunun kanıtı.

Cenk ve Kerem’in dışında aldığı kısıtlı sürede Ömer Onan’ın iyi iş çıkarttığını söyleyebiliriz. Ayrıca benim daha fazla süre almasını beklediğim Sinan Güler maçın sonlarında oyuna girebildi sadece. Sinan’da beğeniyle takip ettiğim bir oyuncu, Litvanya maçında daha fazla süre alacağını umuyorum.

Güzel bir hazırlık oldu, seviyemizi görmek adına iyi bir maçtı. Takımın en önemli silahlarının Hidayet ve Mehmet –Mehmet her ne kadar Milli takımda bekleneni veremese de- olmadığı bir maçta Olimpiyat favorisine ve NBA yıldızlarına karşı gösterilen mücadele ilerisi için umut verici.

Hiç yorum yok: